17 Ocak 2016 Pazar

İsa mı? Musa mı?

Bu soru sanırım birçok kişinin aklından geçiyordur. Hatta aklı bulandırıp çıkmaz sokaklara saptırıyordur.
İsa mı? Musa mı?
Yani iyilik, merhamet, bir yanağına tokat atıldığında diğer yanağını çevirmek mi? 
Yoksa güç, sertlik, yok olmamak için önüne çıkanı un ufak etmek mi? Balyoz mu? Köpek mi?
Bu soruların cevapları var mı bizde? Tarafımızı seçtik mi? Yoksa bir çukura düşmüşüz debeleniyor muyuz halen?
O kadar basit değil aslında. Bu sorulara verilecek cevaplar bir ormanı baştan sona yok edecek ya da yeşertecek nitelikte.
Kötülük. En basitinden kötülüğe nasıl karşılık verilir. Böyle üstümüze üstümüze saldırıyorken…
Bunuel’in bir filmindeydi. Baş karakter rahip İsa’ydı. Kendisine yapılan tüm zulme, kötülüğe, haksızlığa rağmen karşılık vermeyip yoluna devam ediyordu. Tanrısına havale ediyordu, dua ediyordu. Çünkü İsa olmak bunu gerektiriyordu. Her türlü iğrençliğe iyilikle karşılık ver deniliyordu. Tanrının suret iyilikti. Merhamet göster deniliyordu.
Peki, bu yol bizim için çıkış mı ? Yani İsa olmak. Dünyayı her şeye rağmen iyiliğin kurtaracağına inanmak. İyilikle kötülüğün bilek güreşinde iyiliğin kazanacağına inanmak.
İşte dünyayı görüyoruz. Zulüm, savaş, felaket her tarafta. Zayıflar ezildikçe eziliyor. Dün de bugün de. Tarih bildiğimiz kadarıyla hep böyle.
Mesela Filistin’i düşünüyoruz. Nasıl kendini koruyacak, ölmeyecek. Ya da Afrika. Ya da biz.
İdeoloji tarihin bir kesitinde ortaya çıkıp buna bir cevap verdi. Sosyalizm. Cevabını evrenselleştirdi. Zayıfların güçlülere karşı bir duruşu vardı artık. Bir çıkış yolu.
Peki bu nefes ne kadar sürdü bu kanlı savaşa?
Tüm sorular bizi aynı kapıya çıkartıyor. İsa ve Musa.
Musa’nın tarafında herkesin iyi bildiği iki insan var. Biri Niçe. Diğeri Niçe’nin sinemada versiyonunu Lars von Trier. Niçe üstün insan diyordu. Yani insan güçlü olmalı diyordu, yenilmemeli diyordu. Hıristiyanlığa lanetler yağdırıyordu. İyiliğin temeline dinamitler koyup yerle bir ediyordu.
Lars’ın Dogville’inde en son ayakta kalan, ölmeyen köpekti. Yani Musa. Güç.
Şuna inanıyorum, kötülük her tarafa yayılmış bir virüs olsa da, insanda kötülüğün halen ulaşamadığı yerler var. Vicdan diyorlar belki. O küçük alan İsa’dır. Bozulmuyor. Değişmez ve sonsuz kalıyor. Ruh gibi, ilah gibi.
Peki, bu kadar kötülüğün, zulmün panzehiri ne? Soru bu?
Tarafım Lars ve Niçe’nin tarafı. Musa olmak.
Mutlak güç dışında bu dünyada galebe gelecek başka bir şey yoktur.
Her alanda savaş ve çatışma var. İki devlet arasında, iki parti arasında, iki insan arasında, kadın erkek arasında. Günlük ikili ilişkilerde bile.
Musa olmak dışında bir çözüm yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder