dert mi yok başa gelen/suyun derinliğini düşünürsün/ şapkan düşer elini kaldırdığında/ bir arzuhalci derdini temize çeker/ yazamadığını saklayamazsın kimseden/ çıkıp konuşmaya çalışsan ağzın izin vermez/ ağzı şu anda müsait değil derler/ dişlerini geçirirsin birine/ ya karşındaki doğru kişi değilse/ kendini temize çıkarman lazım/ sustuğum için doğru eti tutturamadım diyeceksin/ kötü izlenim veriyor diye öğretmenin kızar/ baban kemiklerini teslim eder ona/ sekiz yıl yaşar kemik/ bir şeyler öğrensin diye kemik sekiz yıl/ allahın üflediği ruh eksiktir onda/ odun olarak kullanılabilir toprağa gömülebilir temizlikçikler tarafından dövülebilir/ kimsenin toprağına işemedik diye ortalığa çıkıp dayılanırsın/ ağzın açılsa bi/ kafama takılan şapkayım diyeceksin/ gömleğin güzel olur/ bacaklarına bir pantolon üç yüz liradan başlar/ alacak paran varsa/ kıravat en az üç ayıbını örter/ koltuk sahibi olmuşsundur artık/ sana koltuğumuz oldun diye binecekler/ kalk düğününde oyna görsünler cevvalliğini/ bu sırta kız vermişler/ bu sırtı gezdirecekler salonda/ eli silaha kemikleri öğretmene ağzı terziye teslim edilecek bebek lazım/ kafatasında allah kadar güçlü sopa seni terbiye edecek/ ne zaman seni izleseler yürüyüşün düzelir/ ne zaman emir verseler orada hazır olda beklersin/ kıldan ince boynun kuzu gibi küçük dişlerin/ seni arzulayan hayvanı/ seni hayvan gibi yere yatırdıklarında gözlerin açık gider/