1 Nisan 2016 Cuma

ÜÇLÜ TEKRAR


Ben isimleri üç kez tekrar ediyorum
Çocukken öğrendim
Josef-Josef-Josef

Masamdaki kalemin ismini de üç kez tekrar ediyorum
Tabi masanın da ismini
Masanın altındaki betonu, oturduğum sandalyeyi
Masa. Kalem. Kalem. Ben. Sandalye. Beton. Ben …

Sonra cebimde duran telefon işin içine giriyor
Beni de tekrar et diyor
Yan masada oturan çocuk
-Rahat durur mu hiç
Çocuğun yediği sandviç
Arkamda oturan kızın okuduğu kitap
Kitabın yazarı, kitabın tüm kahramanları
Sakın kitabın sayfalarını görmeyeyim
Yoksa tekrar etmekten sabaha kadar kalkamam
İngeborg Bachmann. Malina. Malina. Malina

Üçer üçer tekrar ediyorum tüm Cafe’yi
Çocukluğum bela olmuş başıma
Başım üçer üçer çarpıyor

Kasaya bir kız yürüyor ismi
Ayşe- Ayşe- Ayşe
Belki Ayşe değil. Aslı veya Fatma
Şimdi üç kez Ayşe, Üç kez Fatma
Yalan. Üç kez de yalan
Aklım kendisine bahane arıyor

Kapıda bir garson geliyor,
                      Sanırım dertli
Garson-garson-garson
Dert-dert-dert
Karısına dün gece kızmıştır
(Bu da nerden çıktı)
Tepside dokuz tane su taşıyor
Dokuz kere su
Üç üzeri dokuz dersek
27. Bir de elde var garson
Bir de garsonun derdini ekle, yanına karısını, yanına karısının derdini
Matematiği iyi biliyorum
Üslü köklü küplü
Sayılar-sayılar-sayılar

Cafeda olduğumu belli ettirdim
Restoran da olabilir
İsimlerin bir önemi yok
Hepsi üç-üç-üç

(Hece Dergisi Nisan sayısında yayımlanmıştır.)